Altyapınızı Yoğun Günler İçin 30 Kat Ölçeklendirmek İçin Beş İpucu

SalesCycle'a göre Kara Cuma ve Siber Pazartesi mağaza içi trafiğinde %38'lik bir artış görülüyor. Birkaç dakikalık kesinti bile onlara binlerce dolara mal olabileceğinden, şirketlerin altyapılarını yoğun günlere hazırlamaları gerekiyor. Son birkaç yılda aralarında Walmart, J. Crew, Lowe's ve GAME'nin de bulunduğu birçok büyük marka, ekipleri Kara Cuma'ya hazır olmadığı için çok para kaybetti ve müşterilerinin güvenini kırdı. Yüzde 38'lik artışa dönecek olursak, böyle bir değişiklik, şirketlerin sipariş akışını takip edebilmesi, müşteri deneyimini en üst düzeye çıkarabilmesi ve olumsuz geri bildirimlerini en aza indirebilmesi için sağlanan hizmete ve bu hizmetin ölçeklenebilirliğine sürekli dikkat edilmesini gerektiriyor.

Yerel markaların ve çiçek işletmelerinin küresel bir pazarı olan Flowwow'un, trafiğin 30 kat arttığı 3-4 yoğun günü (Sevgililer Günü, Anneler Günü) vardır. BT ekibimiz, hizmeti ölçeklendirmeye, yönetmeye ve yoğun gün bittiğinde tamamlamaya yardımcı olan esnek bir sistem geliştirdi.

Bu makalede, hizmetinizi büyük ölçeklendirmeye hazırlamanıza ve e-ticaret platformlarında yaygın olarak görülen hatalardan kaçınmanıza yardımcı olacak beş ipucu paylaşıyorum.

Planlama anahtardır

Herhangi bir eylemden önce, birkaç aşamaya bölünmüş ayrıntılı bir ölçeklendirme planı geliştirin ve uygulayın: yoğun günden 1 ay önce, yoğun günden 2 hafta önce, yoğun günden 3-4 gün önce ve yoğun günden 1 gün önce. Ekipler için eylemlerin listesi. Her aşamada, belirlenen uzmanların her bir görevi nasıl yerine getireceklerini ve olası sorunları nasıl çözeceklerini anlamaları önemlidir. Bu ekipler genellikle DevOps ekibinden ve arka uç geliştiricilerden oluşur.

#1 Verileri tahmin edin

Her yıl toplam sipariş sayısı artıyor; bu hiç de şaşırtıcı değil ve bu nedenle trafik hacmini tahmin etmek ve buna hazır olmak hayati önem taşıyor. Geçmiş veriler ve pazarlama ekibiyle işlevler arası işbirliği, doğru bir tahmin için temel unsurlardır. Hangi sistem bileşenlerinin büyüyebileceğini anlamaya ve ardından sunucu sayısına ve kapasitelerine karar vermeye yardımcı olurlar.

Beklenen sayıları değerlendirdikten sonra tahmine 2X ekleyin. 30 kat büyüme öngörüyorsanız görevi 60 kat artışa hazır olacak şekilde ayarlayın. Bu yaklaşım beklenmedik zorluklara karşı ekstra hazırlık yapmanızı sağlar. Bulut ölçeklendirmeniz varsa, kapasiteyi kısa sürede önemli ölçüde artıracak ve daha sonra gerektiğinde normal göstergelere indirecek araçlara sahipsiniz.

Temel parametrelere dayalı bir altyapı keşif analizi yapın; sunucuları, mevcut boyutlarını, bileşenlerini, projelerini ve uygulamalarını haritalandırın. Temel parametreleri anlamak tahminde bulunmaya yardımcı olur: büyümeyi tahmin ediyorsunuz ve gerçekten 60X olması ihtimaline karşı potansiyel senaryoları hesaplıyorsunuz.

Tüm hatalara kural 30X'i uygulayın. Bir hata bulursanız kendinize şunu sorun: “Bu hata 30 kat daha sık ortaya çıkmaya başlarsa bu bizim için sorun olur mu?” 30X trafiğindeki bir hatanın şimdi düzeltilmesi gerekiyorsa, üzerinde çalışmaya başlayın.

#2 Ölçeklendirme ekibinizi iş taleplerinden koruyun

Geliştirme ekibiniz yeterince büyük olmadığında herkesin yapılacaklar listesinin ağzına kadar dolu olma ihtimali yüksektir. Bu nedenle, odak noktası yalnızca yoğun dönem olacak ayrı bir dahili geliştirme ekibi oluşturmak gereklidir: bu ekip diğer iş taleplerinden bağımsız olmalı ve yalnızca optimizasyon görevleriyle ilgilenmelidir. Pareto ilkesi burada işe yarar: Darboğazların %20'sini optimize etmek, kod ve veritabanındaki performans sorunlarının %80'ini kapatmak anlamına gelir.

Özelliklerin dondurulacağını (ekibinizin yeni özellikler eklemeyeceği bir dönem) duyurmayı ve tercihen bir ay önceden ekibe bunu hatırlatmayı unutmayın. Bu süre zarfında kodda veya veritabanında değişiklik yapılmasına izin vermiyoruz çünkü değişiklik yapıldığında tüm sistem çökebilir ve bu hatanın maliyeti o anda 30 kat artar.

#3 Darboğazları bulun ve optimizasyona başlayın

Darboğazlar mevcut altyapınızda optimize etmeniz gereken mekanizmaları gösterir. Mevcut sistem bileşenlerini farklı alanlara ayırıp ayrı ayrı izliyoruz. Her sunucunun performansını değerlendirmemize ve hangi bileşenlerin bizim tarafımızdan daha fazla kaynağa ihtiyaç duyduğunu anlamamıza olanak tanır; bu yaklaşım, kaynaklarımızı esnek bir şekilde planlamamıza yardımcı olur. Her bileşenin performansını gerçek zamanlı olarak değerlendirebilen ve tüm hataları yakalamak için günlük toplama yapabilen gelişmiş bir izleme sistemi kullanın (böylece bunları daha sonra düzeltebilirsiniz).

Pareto ilkesi burada işe yarar: Darboğazların %20'sini optimize etmek, kod ve veritabanındaki performans sorunlarının %80'ini kapatmak anlamına gelir.

#4 Kişiselleştirilmiş stres testi yapın

Potansiyel müşteri davranışınızı taklit etmeye çalışarak önceden stres testi yapın. Altyapı yükünü simüle ederek başlayın (örneğin normalin 10 katı). Elde edilen verilere dayanarak hangi alanların optimizasyona ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Sistemin belirli bir basınç seviyesine dayanıp dayanamayacağını değerlendirmek ve doğrulamak için bir saatlik yükü alıp 10 kat daha hızlı oynamanıza olanak tanıyan özel araçlar vardır.

#5 X Günü İçin Plan

Yoğun yük sırasında, her ekip üyesinin iş yükünü titizlikle planlıyor, kilit rolleri atayıp sorumlulukları dağıtıyoruz. Çalışanlarımızı önemsiyoruz ve bu nedenle herkesin sağlıklı miktarda uyku almasını sağlıyoruz, ancak aynı zamanda maksimum sayıda saat dilimini kapsamaya da çalışıyoruz. Her aşamada, en yoğun anda olup biteni izleyen bir süreç yöneticisini görevlendiriyoruz. Sistem bileşenlerinden birinin performans sınırına (%80) yaklaşması durumunda ekibe bilgi veren kişi bu kişidir.

Uzaktan çalıştığımız için, X. Gün geldiğinde, tüm ekibin yalnızca Slack gibi iş mesajlaşma programları aracılığıyla değil, aynı zamanda Telegram ve kişisel telefon gibi acil durum iletişim kanalları aracılığıyla da iletişim halinde olması çok önemlidir.

Kara Cuma, Siber Pazartesi ve Noel gibi Yoğun Günler, hazır olmanız gereken aktif aşamalardır. Daha fazla trafik, işletmeniz için daha fazla değer anlamına gelir. Bu da genellikle gelir artışı olarak kendini gösterir. Bu nedenle ölçeklendirmeye yatırım yapmaktan, uluslararası ilkelere bağlı kalmaktan ve modern hizmetleri uygulamaktan çekinmeyin. İşletmenizin ihtiyaçlarını bugünden karşılayan yeni çözümlere göz atın ve hizmetinizin avantajına göre ölçeklendirin!